Tümör Ablasyon Tedavisi

Diyabete Karşı Check-Up Zamanı! | Diyabet Check-Up Paketi | Lokman Hekim Sağlık Grubu

Tümör Ablasyon Tedavisi

Ablasyon tedavisi, tümöral kitle içerisine özel bir iğne ile girilmesi buna takiben enerji verilerek tümör dokusunun tahrip edilmesi işlemidir. Bu enerji ile oluşan ısı değişimi (sıcak veya soğuk) sonucunda tümör dokusunda termal hasar oluşturularak tümör hücreleri yok edilir.

Tıpta son zamanlarda yaşanan teknolojik gelişmeler neticesinde, cerrahi tedavilere alternatif olarak ortaya çıkmış bu yöntemin kullanımı günden güne yaygınlaşmaktadır.

Ablasyon tedavisi için kullanılan başlıca yöntemler Radyofrekans Ablasyon, Mikrodalga Ablasyon ve Kriyoablasyon tedavileridir. Radyofrekans ve Mikrodalga Ablasyon yöntemlerinde tümör dokusu ısıtılarak kalıcı olarak yok edilirken, Kriyoablasyon yönteminde tümör dokusu soğutularak kalıcı olarak yok edilir.

Tümör Ablasyon Tedavisi Nasıl Yapılır?

Tümör Ablasyon tedavileri, Girişimsel Radyoloji doktorları tarafından yapılır. Yapılan bu tedaviler cerrahi kesi gerektirmez. Tedavide kullanılacak özel iğne, tümör dokusu içerisine, ciltten 1-2 mm’ lik bir delikten girilerek yerleştirilir. İğnenin tümör dokusu içerisine yerleştirilmesi ve ablasyon işlemi Ultrasonografi (USG) veya Bilgisayarlı Tomografi (BT) gibi görüntüleme yöntemleri eşliğinde yapılır. Bu sebeple yanlış bir dokunun veya istenmeyen bölgelerin termal hasar görme riski çok düşüktür.

Ablasyon Tedavisi Hangi Tümörlerde Kullanılır?

Ablasyon tedavileri en sık  karaciğer tümörlerinin tedavisinde kullanılmaktadır. Karaciğerin Hepatoselüler Karsinom denilen kanserinde veya karaciğere metastaz (yayılım) yapmış diğer organ kanserlerinde (kalın bağırsak, meme, mide, akciğer kanserleri gibi) bu yöntem yaygın olarak kullanılmaktadır. Ayrıca erken evre bazı akciğer kanserlerinde ve benzer şekilde akciğere yayılım yapmış diğer organ kanserlerinde de bu tedaviler kullanılmaktadır.

Karaciğer ve akciğer dışında böbrek kanserlerinde, meme fibroadenomlarında, tiroid nodüllerinde, rahim miyomlarında ve Osteoid Osteoma gibi bazı kemik tümörlerinin tedavisinde de ablasyon tedavileri başarıyla uygulanmaktadır.

Cerrahi tedavinin yapılamadığı veya uygun olmadığı durumlarda uygulanabilen tümör ablasyon tedavilerinin, ameliyatla tümörün çıkartılması kadar etkili tedaviler olduğu bilimsel çalışmalarla ispatlanmıştır. Ancak her tümörde bu tedavi yöntemi kullanılamamaktadır. Belirli boyut ve sayının altındaki tümörlere bu tedavi yöntemleri uygulanabilmektedir. Hastanın mevcut USG, BT, MRG veya PET gibi tetkikleri incelenerek tümörün yerleşimi, boyutu, yaygınlığı ve sayısı değerlendirilir ve işleme uygun olup olmadığına karar verilir. 

Ablasyon tedavileri hasta uyanık iken lokal anestezi ile hastaya damardan sakinleştirici ve ağrı kesici ilaçlar verilerek yapılabilir. Böylelikle genel anestezi alamayacak ve cerrahi olamayacak durumda olan hastalara da tedavi şansı verilmiş olur. Gerektiğinde işlem genel anestezi altında da yapılabilir.

Özel iğnenin tümör dokusu içerisine yerleştirilmesinin ardından ablasyon denilen tümörün termal hasar ile yok edilme işlemi tümörün boyutuna göre 5 ila 15 dakika arasında sürmekte iken toplam işlem süresi de genelde 1 saat civarındadır. İşlem sonrası olabilen hafif ağrılar basit ağrı kesiciler ile kontrol altına alınabilmektedir. İşlemden sonra hasta aynı gün veya bir günlük takibin ardından işlemin ertesi günü hastaneden taburcu edilebilmektedir. Tedaviden sonra hasta 3-6 ay aralıklarla takip edilir.

Her işlemin olduğu gibi bu tedavi yönteminin de riskleri mevcuttur. Bunlar çevre doku/organ yaralanmaları, kanama ve enfeksiyon olarak sayılabilir. Ancak işlem görüntüleme yöntemleri eşliğinde yapıldığından ve cerrahi kesi olmadan gerçekleştirildiğinden bu riskler çok düşük oranlarda görülür.

Tümör Ablasyon Tedavisinin Avantajları

  • Cerrahi tedavilere oranla komplikasyon oranları daha düşüktür.
  • İşlem hasta açısından daha konforludur, cerrahi kesi yoktur ve kalıcı yara izi olmaz.
  • İşlem genelde lokal anestezi altında gerçekleştirilir ve genel anestezinin risklerinden hasta korunmuş olur.
  • Hastanede yatış süresi kısadır.
  • İşlem sonrası hasta günlük aktivitelerine kısa sürede geri dönebilir.
  • Tedavi sonrası tümörün tekrarlama (nüks) olasılığı oldukça düşük olmakla birlikte gerektiğinde işlem kolaylıkla tekrarlanabilir.

Doç Dr. Onur Ergun
Girişimsel Radyoloji
Lokman Hekim Üniversitesi Ankara Hastanesi