Menu
Menopoz, adet kanamalarının kalıcı kesilmesi olup, son adet dönemini ifade eder. Birçok kadın düzensiz adet kanamaları ve ateş basmalarını, ''menopoz başlangıcı'' veya ''menopoza doğru giden yol'' olarak ifade eder. Her kadın menopoza girer, fakat bu süreci herkes farklı yaşar. Menopozun kesin belirtilen bir yaşı yoktur. Menopoz yaşı ve semptomları kadından kadına değişiklik gösterebilmektedir.
Menopoz kadın hayatında adetlerin ileri derece düzensizleştiği, seyreldiği ve en sonunda durduğu dönemdir. Menopoz dönemi üç aşamada değerlendirilir:
Çoğu kadında menopoz yumurtalıklarda yumurta rezervinin, östrojen ve progesteron üretiminin doğal olarak tükendiği uygun bir yaşta görülür; bazılarında ise yumurtalıklar kemoterapi, radyoterapi gibi spesifik tedavi yöntemleri sonucunda, diğerlerinde ise cerrahi olarak her iki yumurtalığın çıkartılması ile baş verebilir.
Menopozun yaş aralığı ortalama dünyada yaklaşık 50-52 yaş arası, ülkemizde ise yaklaşık 47-49 yaş arasıdır. Fakat çoğunlukla doğal menopoz bulgularını kadınlar 45-55 yaşlar arasında yaşarlar. Menopoza giriş birdenbire ve aniden olmamakla birlikte yıllarca devam eden bir sürecin sonunda ortaya çıkmaktadır.
40’lı yaşlardan itibaren kadınlarda "Perimenopoz" önce yumurtlamanın azalmasına bağlı düzensiz adet kanamaları, aralıklı ateş basması ve terlemeler, psikolojik değişiklik ile ortaya çıkmaya başlar. Zamanla yakınmalar giderek artar ve adet tamamen kesilir. Perimenopoz süresi ortalama dört yıl olup, bazı kişilerde on yıla kadar uzayabilmektedir. Bazı kişilerde adet kanamaları aniden kesilebilir ve bu, bulguların daha şiddetli yaşanmasına sebep olabilir. Perimenopoz döneminde östrojen seviyesinin azalması: sıcak basması, gece terlemeleri, ruhsal değişiklikler gibi psikoemosyonel değişikliklere ve vajinal kuruluğa sebep olabilir.
Menopoz son adet kanamasıdır ve adet kanamalarının kalıcı olarak bitmesini simgeler. Tanısı 12 ay sonra geriye dönük koyulmaktadır.
Postmenopoz ise son adetten itibaren başlayan bir dönemdir.
Doğal menopozun teşhisi adet düzenini bozan bir takım etkenlerin kombinasyonu ve menopozal semptomların varlığı ile koyulabilir. 40'lı yaşların sonunda veya 50'li yaşların başında görülen adet gecikmeleri veya ateş basması gibi menopoz bulgularının görülmesi tanı için yeterlidir, bu durumda ek olarak kan veya idrar testlerine gerek yoktur.
Kadınlarda 45 yaşından önce görülen menopoz erken menopoz, 40 yaşından önce görüldüğünde ise prematür menopoz olarak değerlendirilir. Erken menopozun görülme sıklığı %5 ve prematür menopoz %1 oranında olup, her ikisi de prematür over yetmezliği olarak değerlendirilmektedir.
Çoğu zaman prematür over yetmezliğinin bir nedeni olmayabilir, fakat aşağıdaki sebeplerden de olabilir:
Bu grup hastaların menopoz bulgularını hafifletmek, osteoporozu önlemek için jinekolog muayenesine başvurması gerekmektedir. Diğer yandan bu tip şikayetleri olan ve çocuk istemi olan hastalar doğurganlık durumunu değerlendirmek için kadın doğum uzmanına müracaat etmelidirler, çünkü bazı durumlarda over rezervi tamamen sıfırlanmamış ise, yardımcı üreme teknikleri ile nadiren de olsa gebelik elde edilebilir.
İlk belirti değişen hormon seviyelerine bağlı adet kanamaları arasındaki sürenin kısalması ya da artması şeklinde ortaya çıkabilir. Bir adetin başlangıç gününden diğer adetin başlangıcına kadar olan süre üç haftadan kısa ise veya altı haftadan fazla ise bu ilk belirtilerden olabilir. Diğer semptomlar fiziksel, psikolojik ve cinsel problemler olup aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Daha sonra ortaya çıkan bulgular östrojen düzeylerine bağlı olarak, mesane ve vajinaya ait olup, idrar yapma sıklığında azalma, rahat idrar yapamama, idrar yolu enfeksiyonlarında artış, idrar kaçırma ve vajinal kuruluk, yanma, kaşıntı şeklinde ortaya çıkabilir. Cilt daha kuru, ince ve morarmaya yatkın; saçlar ince ve kuru hale gelir. Yüzde istenmeyen tüylerin ortaya çıkması östrojen seviyesindeki azalma ile açıklanabilir.
Bu dönemde bazı kadınlarda ortaya çıkan semptomlar aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Semptomların çeşitliliği ve her kadında farklı şekilde ortaya çıkması sebebiyle kadınlar ilk etapta perimenopoz döneminde olduklarını fark etmeyebilirler. Düzensiz adet kanamaları ve hormon dengesizliği her kadında, ateş basması ise yaklaşık kadınların %80'inde görülse de, bu dönemdeki tüm kadınların sadece %20-30'unda tedavi gerektirecek boyuttadır. Bu nedenle hayat kalitesini etkileyen ciddi bir bulgu ortaya çıktığında kadınların doktora başvurmaları gerekmektedir.
Genel olarak semptomların şiddeti ve süresi yaşam tarzı, genetik faktörler, stres ve genel sağlık durumu gibi etkenlere bağlı değişkenlik gösterebilir.
Çoğu kadın menopoz semptomlarını kendi yönetebilir. Birçok olguda basit diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir.
Hayat kalitesini etkileyen daha şiddetli olgularda ilaç tedavileri önerilir. Bu tedavi yöntemleri kişiye özgüdür ve sadece doktor tarafından verilebilir.
Menopozda östrojen seviyesinin azalması ile kalsiyumun kemiklerde tutulması da azalır. Bu bakımdan Hormon Replasman Tedavisi (HRT) almayan hastalar kemiklerde kalsiyum azalması yönünden özellikle risk altındadırlar. Kemik dansitesinde azalma osteoporoza neden olabilir. Osteoporoz riski ile beraber, menopozda kalp hastalıkları riski ve kilo alımı da artmıştır.
menopoz öncesinde ve sonrasında sağlıklı dengeli diyet aşağıdakileri içermelidir:
Menopoz döneminde ve menopozdan sonra sağlıklı diyet ve düzenli egzersiz sağlıklı yaşamın en önemli parçasıdır. Düzenli egzersiz yapan kadınlarda menopoz semptomlarının daha hafif seyrettiği gösterilmiştir. Bunun yanı sıra düzenli yapılan egzersizin osteoporoz ve kalp hastalıklarından koruma yönünden de olumlu etkileri vardır. Egzersiz kas ve kemiklerin esnekliğini arttırarak, onları güçlendirmeğe yardımcı olur.
En iyi egzersiz türleri, aerobik; koşu gibi sürekli ve düzenli olanlar; bisiklet sürme ve yüzme gibi kuvvet ve esneklik gerektirenlerdir. Hayatı boyunca düzenli egzersiz yapmamış veya uzun zaman egzersiz yapmamış kişiler için haftada üç defa yürüyüş yapmak aktif yaşamın en ucuz ve kolay yoludur.
Herhangi bir sağlık problemi, özellikle osteoporozu olanlar doktora danışmadan yeni bir egzersiz türüne başlamamalıdırlar.
Alkol alımı menopoz bulgularını, özellikle ateş basması ve gece terlemelerini şiddetlendirebilir. Ayrıca alkolün depresyon etkisi vardır. Aşırı alkol alımı meme kanseri riskini arttırabilir, bu risk hormon replasman tedavisi ile birlikte daha yüksektir. Bu nedenle hayatın herhangi döneminde alkolün bırakılması sağlık için yararlıdır.
Sigara içenlerde içmeyenlere nazaran menopoz daha erken görülmekte ve semptomlar daha ağır seyretmektedir. Ayrıca sigara içenlerin hormon replasman tedavisinden de daha az fayda gördüğü gösterilmiştir.
Sigarayı bırakmak hiçbir zaman geç değildir.
Ateş basması en yaygın menopozal bulgudur ve kadınların yaklaşık %80'inde görülmektedir. Şiddeti kişiden kişiye değişiklik gösterse de, hastaların sadece %20'sinde tedavi gerektirecek kadar şiddetlidir.
Ateş basmalarının kesin nedeni henüz belli olmasa da, östrojen seviyesindeki düşüşün vücut ısı kontrolüne etkisi olduğu düşünülmektedir. Genellikle, vücut ısısı gün boyunca fark etmediğimiz hafif yükseliş ve düşüşler halinde dalgalanmalar göstermektedir. Menopoz döneminde ise bu dalgalanmalar direk beyindeki ısı kontrol merkezine iletilir ve hafif ısı yüksekliklerinde, bazen sıcak ortama girerken veya sıcak çay içerken bile ateş basması ortaya çıkabilir.
Çalışan kadınlarda ateş basması nedeniyle sık sık pencereyi açma, vantilatör kullanımı gibi günlük iş akışını etkileyebilecek önlemler, özellikle toplantı ortamında mahcubiyete sebep olabilir.
Ateş basmalarını tamamen önlemek zor olsa da, aşağıdaki yöntemlerle sıklığı ve şiddetini azaltmak mümkündür:
Ateş basmalarını tetikleyen etkenler akılda tutulmalı ve onlardan uzak durulmalıdır. Bu etkenler sıcak ortama geçme, sıcak içecekler veya baharatlı yiyecekler olabilir. Bu önlemler fayda etmediği zaman doktor tavsiyesi ile başlanan hormon replasman tedavisi gibi ilaçlar da ateş basmalarının sıklık ve şiddetini azaltmaya yardımcı olur.
Gece terlemeleri ve anksiyete uyku bozukluklarına sebep olur. Rahat ve sürekli olmayan uyku da sinirlilik, odaklanma güçlüğü ve unutkanlığa getirebilir. Bu sebeple, sağlıklı yaşam tarzına uygun değişiklikler ile ateş basmaları ve gece terlemelerini en azından hafifletmek, rahatlamaya ve kaliteli uykuya yardımcı olabilir. İlaveten:
Eğer yukarıdaki öneriler yeterli olmazsa ve uykusuzluk problem haline gelmişse doktor tavsiyesine başvurmak gerekmektedir.
Menopoz döneminde sık idrara çıkma, idrar kaçırma, idrar yolu enfeksiyonlarına yatkınlık görülebilir.
Günde en az 1,5 litre su tüketmek mesane sağlığı için önemlidir. Yeterince su içmemek idrarın katılaşmasına ve bu ise mesane duvarını tahriş ederek onu idrar yolu enfeksiyonlarına yatkın hale getirebilmektedir. İdrarda yanma, zorlanma, ağrı, idrarda kötü koku, bulanıklık görülmesi halında doktora başvurmak gerekir.
Düzenli olarak pelvik taban egzersizleri (Kegel egzersizleri) yapmak, pelvik kasları güçlendirerek, idrar kaçırmalarını önleyebilir.
Menopoz döneminde görülen cilt problemleri vücuttaki hormonal değişikliklere bağlıdır. Ciltte kuruluk, kaşıntı şikayetleri, karıncalanma veya batmalar (parestezi) veya cilt üzerinde karınca gezmesi (fomikasyon) hissi olabilir.
Doğurganlık çağında östrojen, östrojen reseptörlerine bağlanarak, kollajen ve yağ üretimini uyarır. Bu nedenle menopozda cilt kuru ve kaşıntılı hale gelir. Bu bulgular menopozu takip eden yıllarda ortaya çıkabilir, veya perimenopozdan itibaren görülebilir.
Menopozda görülen cilt problemlerini hafifletmek için öneriler aşağıdakilerdir:
Kaşıntı ve benzeri semptomlar için antihistaminik içerikli kremler kullanılabilir veya doktor önerisine göre hormon replasman tedavisine geçilebilir.
Perimenopozal dönemdeki kadınların çoğunda adet düzensizliği ve adet miktarında değişiklik görülmektedir. Bazı kadınlarda belirli bir düzeni olmayan, erken veya gecikmeli başlayan adet kanamaları görülebilir. Ayrıca bu dönemde ağır kanamalar, az kanamalar, uzun süren adet kanamaları da görülebilir. Bu kadar düzensiz ve bazen de aniden başlayan fazla kanamaların olması kadınların sürekli tedirgin olmasına ve sürekli yanlarında ped taşıması gibi ek kaygılara sebep olur.
Düzensiz ve ağır kanamalar sadece menopoz belirtisi olmayıp, polip, myom, kanser gibi patolojilerin bir bulgusu da olabilir. Bu sebeple, böyle şikayetleri olan hastaların doktor muayenesine baş vurması gerekmektedir. Gerekli muayene ve tetkik sonuçlarına göre hormon replasman tedavisi, adet düzenleyici tedaviler, ağır kanamaları olan hastalara ek olarak anemi tedavisi başlanabilir.
Son adet kanamasından 12 ay geçtikten sonra herhangi bir vajinal kanama anormal olarak değerlendirilmeli ve doktora baş vurulmalıdır.
Cinsel isteksizlik sıcak basmaları ve vajinal kuruluk bulgularının sonucu olarak otaya çıkmaktadır. Bu nedenle, bu iki bulgunun ortadan kaldırılması genellikle kadının cinsel hayatını yoluna sokar, fakat bazen durum hormon replasman tedavisi kullanacak kadar ciddi olabilir. Bu tedaviye ise sadece doktor muayenesi ve tavsiyesi ile başlanabilir.
Depresyon, anksiyete, dikkat eksikliği, unutkanlık, ruh hali değişiklikleri, sinirlilik, üzgünlük menopoz döneminde yaygın görülen bulgulardır.
Bazı semptomlar hormonal değişikliklere bağlı olabilir, ama bazen de yaşam sorunlarının zihin sağlığı üzerine etkileri sonucu ortaya çıkabilir. Ebeveynlerden birinin ölümü veya bakıma muhtaç hale gelmesi, evden ayrılan çocuklar, boşanma, eş ölümü, fiziksel yaşlanma gibi yaşam sorunlarının menopoz semptomları ile aynı döneme denk gelmesi, menopoz semptomlarının daha ağır geçirilmesine sebep olabilir.
Tüm bu sosyal sorunlar dikkate alınarak menopoz döneminde görülen psikoemosyonel semptomların sebebinin hormonal bozukluklar olmadığı düşünülmektedir. Çalışmalar mutlu olan kadınların menopoz döneminde daha az sorun yaşadıklarını göstermiştir.
Menopozun fiziksel semptomlarının psikolojik etkileri de önemlidir. Bir çok kadın için ateş basmaları geçici rahatsızlık olduğu halde, diğerleri için ise kontrol altına alınamayarak, utanç ve olumsuz düşüncelere sebep olabilir.
Bu gibi sorunları yönetmenin en önemli yolu, bu semptomların geçici bir durum olduğunu unutmamaktır.
Psikoemosyonel semptomların bazıları doktor muayene ve müdahalesi gerektirirken, diğerleri kendini telkinle ortadan kaldırılabilir. Bu anlamda düzenli yapılan egzersiz, yoga, tai chi gibi yöntemler menopoz döneminde ruh halini iyileştirebilir.
Çoğu kadın menopoz semptomları hafif ve orta derecede görüldüğü için tedaviye ihtiyaç duymaz ve semptomları kendi yönetebilir. Çünkü ilaç tedavisi ancak semptomlar kadının günlük hayatını etkileyecek kadar şiddetli ise başlanır.
İlaç tedavisi semptomlara, kadının tıbbi geçmişine uygun, bireysel olarak ve doktor tavsiyesi ile başlanabilir.
Menopoz döneminde hamilelik olasılığı daha az olsa da, yok değildir. Bu nedenle doğum kontrol yöntemleri bırakılmamalıdır.
Perimenopoz döneminde kadının adet döngüsü düzensizdir ve tahmin edilemiyor, fakat yumurtalıkların halen yumurta üretme olasılığı devam edebileceği için, düşük oranda da olsa gebelik görülebilir. Bu nedenle menopoz tanısı koyulana kadar, başka değimle son adet bittikten 12 ay sonrasına kadar korunma yöntemlerini kullanmaya devam etmek gerekmektedir.
Kombine oral kontraseptiv kullanan kadınlarda 50 yaş üzerinde de düzenli kanamalar devam edebilir ve bu ateş basmalar, düzensiz ve aşırı adet kanamaları dahil menopoz belirtilerini maskeleyebilir.
Hormon replasman tedavisi ise sadece şiddetli menopoz semptomlarında doktor tarafından tavsiye edilmesi gereken tedavi şekli olup, doğum kontrol yöntemi değildir.
Östrojen seviyesinin azalması kemik kitlesi kaybının önemli nedenidir ve kemiklerde incelmeye (osteoporoz) sebep olur. Menopoz dönemindeki hormon değişiklikleri nedeniyle kadınlarda osteoporoz riski erkeklere göre daha fazladır. Östrojen kemikler için önemlidir ve kanda seviyesi düştüğü zaman kemik yoğunluğu direk azalır.
Erken veya prematür menopoz olanlarda veya rahim ve yumurtalıkları cerrahi olarak çıkarılan 45 yaş altı kadınlarda osteoporoz riski daha yüksektir.
Östrojen seviyesinde düşüş ile onun kalp üzerindeki koruyucu etkisi de kalkmış olur ve ortaya çıkan değişiklikler kalp hastalıkları riskinde artışa neden olur. Bu dönemde kalp hastalıkları sebebiyle görülen ölüm oranı, meme kanseri sebebiyle görülen ölüm oranından üç kat fazladır ve bu risk özellikle menopozu takip eden ilk yıllarda önemli ölçüde artmıştır. menopoz döneminde kalp hastalıkları riski artıran değişiklikler ve ek risk faktörleri aşağıdakilerdir:
Op. Dr. Könül Mürsel
Kadın Hastalıkları ve Doğum
Lokman Hekim Demet Tıp Merkezi