Menu
Meme kanseri, dünya genelinde kadınlar arasında en sık görülen kanser türlerinden biridir. Bu hastalık, meme dokusunda anormal hücre büyümesiyle başlar ve erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilir. Meme kanseri hakkında bilgi sahibi olmak, özellikle erken teşhis ve önlem alma açısından oldukça önemlidir.
Meme kanseri, memedeki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması sonucu oluşan bir kanser türüdür. Genellikle süt kanallarında veya süt bezlerinde başlar. Bu kanser türü hem kadınları hem de nadiren erkekleri etkileyebilir, ancak kadınlarda çok daha yaygındır.
Meme kanseri, başlangıç noktasına ve hücrelerin yayılma şekline göre farklı türlere ayrılır. En yaygın meme kanseri türleri şunlardır:
Duktal Karsinoma In Situ (DCIS): Meme kanallarında başlayan ve henüz yayılmamış olan erken evre meme kanseridir.
İnvaziv Duktal Karsinom (IDC): Meme kanalında başlayan, ancak çevredeki dokulara yayılma eğiliminde olan en yaygın meme kanseri türüdür.
İnvaziv Lobüler Karsinom (ILC): Süt bezlerinde (lobüllerde) başlar ve çevre dokulara yayılabilir.
İnflamatuar Meme Kanseri: Daha nadir görülen bu tür, memede kızarıklık ve şişmeye neden olur.
Triple Negatif Meme Kanseri: Üç hormon reseptörüne de yanıt vermeyen, agresif seyirli bir kanser türüdür.
Bu kanser türlerinin her biri farklı tedavi ve yönetim stratejileri gerektirebilir.
Meme kanseri, yayılım derecesine göre dört evrede sınıflandırılır:
Evre 0: Kanser hücreleri süt kanallarında bulunur, ancak çevre dokulara yayılmamıştır.
Evre 1: Küçük bir tümör oluşmuştur, ancak henüz lenf düğümlerine yayılmamıştır.
Evre 2: Tümör büyümüştür ve bazı lenf düğümlerine yayılmış olabilir.
Evre 3: Kanser daha fazla lenf bezlerine yayılmıştır.
Evre 4: Kanser diğer organlara sıçramıştır.
Meme kanserinin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, bazı risk faktörleri bu hastalığa yakalanma olasılığını artırabilir. Meme kanseri risk faktörleri şunlardır:
Genetik Yatkınlık: Meme kanseri %70-80 sporadik, %15 ailesel ve %5-10 oranında ise genetiktir. Ailede meme kanseri öyküsü olan kişilerde risk daha yüksektir. BRCA1 ve BRCA2 gibi gen mutasyonları, meme kanseri riskini artırabilir.
Yaş: Yaş ilerledikçe meme kanserine yakalanma riski artar.
Hormonal Faktörler: Östrojen ve progesteron hormonlarına uzun süre maruz kalmak, meme kanseri riskini artırabilir. Bu nedenle erken adet görme, geç menopoza girme ve hormon tedavileri risk faktörleri arasında yer alır.
Radyasyona Maruz Kalma: Genç yaşta radyasyon tedavisi görmek, ilerleyen yaşlarda meme kanseri riskini artırabilir.
Yaşam Tarzı: Alkol tüketimi, obezite ve hareketsiz yaşam tarzı gibi faktörler meme kanseri riskini artırabilir.
Meme kanseri erken evrelerinde belirgin bir belirti göstermeyebilir. Ancak, düzenli kontroller ve kendi kendine meme muayenesi ile fark edilebilecek belirtiler şunlardır:
Memede veya koltuk altında ele gelen sert, ağrısız bir kitle
Meme şekli veya boyutunda değişiklik
Meme ucunda akıntı (kanlı olabilir)
Meme cildinde kızarıklık, şişme veya çukurlaşma
Meme başında içe çökme
Bu belirtilerden herhangi biri fark edildiğinde vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.
Kendi kendine meme muayenesi, meme kanserinin erken belirtilerini fark etmek için önemli bir yöntemdir. Bu muayene, adet dönemi bittikten sonraki 3-5 gün içinde yapılmalıdır.
Kendi kendine muayene 20 yaşından itibaren yapılmalıdır. Bu yaşta meme dokusunu tanımak ve farklılıkları anlamak oldukça önemlidir.
Aşağıdaki adımları izleyerek kendi kendinize meme muayenesi yapabilirsiniz:
Meme kanserinde erken teşhis oldukça önemlidir. Erken teşhis edilen meme kanserinde tedavi başarı yüksektir ve tedavi kolaydır.
Meme kanserinin teşhisinde en yaygın yöntemler şunlardır:
Mamografi: Erken teşhis için kullanılan görüntüleme yöntemidir. 40 yaşından itibaren her kadının düzenli olarak mamografi çektirmesi önerilir.
Ultrasonografi (USG): Mamografi ile kullanılan, memedeki kitlelerin iyi veya kötü huylu olup olmadığını değerlendiren bir yöntemdir. Mamografi ve Ultrasonografi birbirinin alternatifi değildir, birbirini tamamlayan tetkiklerdir.
Biyopsi: Şüpheli dokudan parça alınarak kanser hücrelerinin varlığını belirlemek için yapılan testtir.
MR: Meme kanseri incelemelerinde tercih edilen bir görüntülemedir. İlaç eşliğinde görüntüleme yapılır. Bu görüntüleme yaklaşık 40-60 dakika sürmektedir.
PET: PET organ ve dokularda ortaya çıkan fonksiyonel değişiklikleri gösteren etkinliği kanıtlanmış bir nükleer tıp görüntüleme tekniğidir. Dokulardaki artmış metabolik aktiviteyi gösterir. Kanser dokusundaki metabolik aktivite normal dokuya göre artmıştır. Operasyon öncesi PET ile tüm vücut taraması yapılmaktadır.
Meme Sintigrafisi: Meme sintigrafisi meme kanserinin teşhisinde çeşitli radyonüklitler kullanılarak uygulanan invaziv olmayan bir görüntüleme yöntemidir. Günümüzde meme kanserinin görüntülenmesinde rutin kullanılmamakla birlikte tarihi öneme sahiptir.
Meme kanserinin tedavi yöntemi, kanserin evresine, türüne ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir.
Yaygın tedavi yöntemleri şunlardır:
Cerrahi Müdahale: Tümörün ve çevresindeki kanserli dokunun çıkarılması (lumpektomi) veya meme dokusunun tamamen alınması (mastektomi) şeklinde uygulanabilir.
Kemoterapi: Kanser hücrelerini yok etmek için ilaç tedavisi kullanılır.
Radyoterapi: Kanserli bölgeye radyasyon uygulanarak tümörün küçültülmesi veya yok edilmesi sağlanır.
Hormon Tedavisi: Hormon reseptör pozitif olan meme kanseri türlerinde kullanılır. Hormonların kanser üzerindeki etkisini azaltmayı amaçlar.
Evet, bazı meme kanseri vakaları genetik olmakla birlikte genel olarak tüm meme kanserlerinin %70-80 inin sporadik (tesadüfi) olduğunu biliyoruz. %15 ailesel, %5-10 nu genetik geçişlidir. Genetik geçişli olanlarda özellikle BRCA1 ve BRCA2 gibi gen mutasyonları, meme kanseri riskini artırır. Ailede meme kanseri öyküsü olanların genetik danışmanlık alması önerilir.
Evet, erkekler de meme kanseri olabilir. Ancak kadınlara oranla çok daha nadir görülür. Kadınlarda meme kanseri erkeklerden 100 kat daha fazladır.
Meme kanseri genellikle 50 yaş ve üzerindeki kadınlarda daha sık görülse de, her yaşta ortaya çıkabilir. Erken tanı için düzenli kontroller önemlidir.
Evet, erken teşhis edilen meme kanseri vakalarının çoğu başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Tedavi şansı, kanserin evresine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlıdır.
Meme kanseri tedavisinden sonra hastaların düzenli doktor kontrollerine gitmesi önemlidir. Fiziksel ve psikolojik rehabilitasyon süreçleri de tedavinin bir parçasıdır.
40 yaşından itibaren her kadının düzenli olarak mamografi çektirmesi önerilir. Yüksek risk taşıyan kadınlar ise daha erken yaşta tarama testlerine başlayabilir.
Evet, erkeklerde de nadir de olsa meme kanseri görülebilir. Erkek meme kanseri, çoğunlukla meme başı çevresinde kitle olarak fark edilir. Erkeklerde meme kanseri daha geç fark edilebilir, bu yüzden herhangi bir belirti durumunda hemen doktora başvurmak önemlidir.
Not: Bu makale genel bilgilendirme amacı taşır. Herhangi bir sağlık sorununda, uzman bir sağlık profesyoneline danışmanız önerilir.