Menu
Organ nakli, bir kişinin çeşitli hastalıklar nedeniyle görevini yerine getiremeyecek hale gelmiş bir organının, bir vericiden alınan sağlıklı bir organla değiştirildiği bir cerrahi işlemdir. Organ nakli, yaşamı tehdit eden veya yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen ileri derecede organ yetmezliği olan hastalar için en iyi tedavi seçeneğidir.
Türkiye’de ilk organ nakli 1975 yılında Hacettepe Üniversitesi’nde Mehmet Haberal ve ekibi tarafında yapılmıştır. Anneden alınan böbreğin 12 yaşındaki çocuğa nakledilmesiyle gerçekleştirilmiştir. Ardından 1988'de Türkiye’deki ilk karaciğer nakli yine Mehmet Haberal tarafından gerçekleştirilmiştir.
Böbrek yetmezliği, böbreklerin görevini yapamaz hale gelmesiyle ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Bu durumda böbrekler, vücuttaki zararlı maddeleri ve fazla suyu atamaz. Bu da zamanla vücutta birikerek; tansiyon yüksekliği, nefes darlığı, bulantı, kusma, karın ağrısı, halsizlik, iştahsızlık gibi şikayetlere yol açabilir. Bazı durumlarda kandaki potasyum seviyesi çok yükselerek kalp ritmini bozabilir ve ciddi sorunlara neden olabilir. Böbrek yetmezliği yaşayan hastaların yaşamlarını sürdürebilmeleri için genellikle diyaliz tedavisi ya da böbrek nakli gerekir. Bu hastalar için seçim kararı hekim ve ailesi ile verilmelidir. Diyaliz hastayı yaşatan bir alternatiftir. Fakat makine ile bütün fonksiyonlar yerine getirilememektedir.
Böbrek nakli, genellikle son dönem böbrek yetmezliği (diğer adıyla son dönem böbrek hastalığı) geliştiğinde yapılmalıdır. Bu durum, böbreklerin fonksiyonlarının %85-90'ını kaybetmesi ve diyaliz ihtiyacının doğması anlamına gelir.
Özetle, böbrek nakli şu durumlarda düşünülür:
Bazı hastalar için diyalize hiç girmeden, erken dönemde nakil yapılması ("preemptif nakil") daha iyi sonuçlar verir.
Ülkemizde böbrek bağışında bulunabilmek için akıl sağlığının yerinde olması ve 18 yaşını doldurmuş olması ilk şarttır. Anne, baba, kardeş, kardeşlerin çocukları, amca, teyze, dayı, hala, bu akrabaların çocukları ve varsa hastanın eşinin bahsi geçen akrabaları ayrıca 4. dereceye kadar tüm akrabalar böbrek vericisi olabilirler. Akrabalık dışında organ bağışında da bulunabilir ancak etik kuruldan onay alınmak zorundadır. Uygunluk alındıktan sonra hasta ve böbrek vericisi ayrıntılı olarak incelenir, hazırlanır ve uygun şartlarda nakil gerçekleştirilir. Unutmayın, böbrek bağışlamak için üst yaş sınırı yoktur. İncelemeler sonucunda uygun görüldüğü taktirde nakil gerçekleştirilir.
· 18 yaşından küçük bireyler,
· Daha önce böbrek rahatsızlığı geçirmiş kişiler,
· Yüksek tansiyon, yüksek şeker hastalığına sahip kişiler,
· İlerde böbrek yetmezliği riskinizin yüksek olduğu düşünülürse,
· Aşırı obezitesi olan kişiler,
· Tekrarlayan böbrek taşı rahatsızlığı olanlar,
· Kan pıhtılaşması rahatsızlığı olanlar,
· Kronik böbrek hastalığı olanlar,
· Psikiyatrik hastalıklara sahip olanlar,
· Kronik akciğer hastalığı olanlar
· Kanser tanısı almış olanlar,
· HIV enfeksiyonuna sahip olanlar böbrek bağışçısı olamamaktadır.
Ayrıca böbrek vericisi hastanın ailesinden ise; hastayı böbrek yetmezliğine götüren ailevi bir hastalık söz konusuysa, vericinin en az 30 yaşında olması ve yapılan incelemeler sonucu risk taşımaması gerekmektedir.
Böbrek naklinde alıcı ile verici arasında kan uyumu gereklidir. AB grubu genel alıcı, 0 grubu genel vericidir. Böbrek naklinde Rh uyumu önemli değildir.
ALICI KAN GRUBU |
VERİCİ KAN GRUBU |
AB |
AB, A, B, 0 |
B |
B veya 0 |
A |
A veya 0 |
0 |
0 |
Organ Naklinde Reddetme ve Nedenleri: Organ naklinde en büyük sorunlardan biri, vücudun yeni organı kabul etmemesidir. Çünkü bağışıklık sistemi, vücuda ait olmayan şeyleri düşman gibi görür ve onlara saldırır. Eğer nakledilen organ vücudun kendi dokularına benzemezse, bu savunma sistemi devreye girip organı reddedebilir.
HLA Uyuşmazlığı: Vücudumuzun hücrelerinde "HLA" denen özel kimlik kartları vardır. Bağışçı ve alıcının bu kimlikleri birbirine ne kadar çok benzerse, organın kabul edilme şansı o kadar yüksek olur. Eğer çok farklıysa, vücut organı reddedebilir.
Önceden Oluşmuş Antikorlar: Eğer kişi daha önce kan almışsa, hamile kalmışsa ya da başka bir organ nakli olmuşsa, vücudu bazı savunma maddeleri (antikorlar) üretmiş olabilir. Bu antikorlar, yeni organı hemen saldırıya geçirip çok hızlı bir reddetmeye yol açabilir.
Akut Hücresel Reddetme: Bağışıklık sisteminde görevli T hücreleri, yeni organı düşman gibi algılayıp saldırabilir. Bu, nakilden kısa süre sonra ortaya çıkar ve zamanında tedavi edilmezse organa ciddi zarar verebilir.
Antikorla Olan Reddetme: Antikorlar organın damarlarına zarar vererek çalışmasını bozar.
İlaçları Düzgün Kullanmamak: Nakilden sonra verilen ilaçlar, bağışıklık sistemini zayıflatır ki vücut organı reddetmesin. Bu ilaçlar düzenli ve doğru şekilde kullanılmazsa, reddetme riski çok artar.
Enfeksiyonlar ve İltihaplar: Yeni organda gelişen enfeksiyonlar veya iltihaplar, vücudu alarma geçirip organı hedef almasına sebep olabilir. Bu yüzden enfeksiyonları hemen tedavi etmek çok önemlidir.
Kronik Reddetme: Bazen zamanla, vücut organı yavaş yavaş reddeder. Bu uzun süren bir süreçtir ve organın çalışması gittikçe bozulur.
Not: Bu makale genel bilgilendirme amacı taşır. Herhangi bir sağlık sorununda, uzman bir sağlık profesyoneline danışmanız önerilir.